Orhun Yazıtları'nın Şifreleri

Tarih: 12 Aralık 2024 Kategori: Türk Kültürü & Tarih
Makalelere Dön

Türklerin "Bengü Taş" (Ebedi Taş) adını verdikleri Orhun Yazıtları, bir milletin var oluş çığlığı, devlet olma bilinci ve gelecek nesillere bıraktığı en büyük mirastır. Bu taşlar, bozkırın ortasında yükselen birer anıt değil, Türk tarihinin konuşan şahitleridir.

1. Büyük Keşif ve Sırrın Çözülmesi

Yüzyıllar boyunca Moğolistan'ın Orhun Vadisi'nde sessizce bekleyen bu taşlar, bölge halkı ve gezginler tarafından biliniyor ancak üzerindeki gizemli işaretler okunamıyordu. Batı dünyası bu taşları İskandinav runik yazılarına benzetiyordu.

Tarih 15 Aralık 1893'ü gösterdiğinde Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen, Kopenhag Bilimler Akademisi'nde tarihi bir açıklama yaptı. Yazıtlarda en çok tekrar eden kelime gruplarından yola çıkarak şifreyi çözmüştü. Çözülen ilk kelime "Tengri" (Tanrı), ikinci kelime ise "Türk" idi. Böylece Türk adı, tarihte ilk kez bir devletin resmi adı olarak belgelenmiş oldu.

Biliyor muydunuz?

Thomsen, Göktürk alfabesinin sağdan sola okunduğunu keşfettiğinde, Çince yüzündeki "Türk" kelimesinin yerini tespit ederek şifreyi kırmayı başarmıştır.

2. Üç Büyük Anıt ve Anlattıkları

Orhun Külliyesi temel olarak üç büyük abide etrafında şekillenir. Her biri farklı bir üslup ve içerik barındırır:

A. Bilge Tonyukuk Yazıtı (720-725)

"Türklerin Bismark'ı" olarak bilinen büyük vezir Tonyukuk, anıtını kendisi hayattayken diktirmiştir. Bu nedenle anlatım daha sade, hatıra türündedir. Çin esaretinden nasıl kurtulunduğunu, İlteriş Kağan ile birlikte devleti nasıl kurduklarını anlatır. Tonyukuk burada bir stratejist olarak konuşur:
"İnce olanı kırmak kolaydır, kalın olanı kırmak güçtür."

B. Kül Tigin Yazıtı (732)

Büyük komutan Kül Tigin'in ölümü üzerine, ağabeyi Bilge Kağan tarafından diktirilmiştir. Metni yazan (kazıyan) ise yeğeni Yolluğ Tigin'dir. Bu yazıt, lirik ve duygusal bir anlatıma sahiptir. Bilge Kağan, kardeşinin kahramanlıklarını anlatırken derin üzüntüsünü dile getirir:
"Görür gözüm görmez gibi, bilir aklım bilmez gibi oldu."

C. Bilge Kağan Yazıtı (735)

Oğlu Tenri Kağan tarafından diktirilmiştir. Buradaki dil çok daha otoriter, uyarıcı ve kapsayıcıdır. Devlet yönetiminin anayasası niteliğindedir. Hakan, halkına hesap verir.

3. Sosyal Devlet Anlayışı

Yazıtlar incelendiğinde, Türk devlet yapısının "Halk için Devlet" anlayışına dayandığı görülür. Hakanın meşruiyeti, halkı refaha kavuşturmasıyla ölçülür. Bilge Kağan, halkına karşı görevlerini şöyle sıralar:

"Halkı besleyip doyurayım diye... Gece uyumadım, gündüz oturmadım. Ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti giydirdim, fakir milleti zengin ettim, az milleti çok ettim."

Bu ifadeler, tarihteki en eski "Sosyal Devlet" manifestolarından biridir. Hakan, Tanrı'dan aldığı "Kut" (yetki) sayesinde hüküm sürer ama bu yetkiyi halkın hizmetinde kullanmak zorundadır.

4. Geleceğe Uyarı: Çin Entrikaları

Yazıtların en çarpıcı yönü, güncelliğini asla yitirmeyen siyasi uyarılarıdır. Bilge Kağan, Türk milletinin silah zoruyla değil, kültürel yozlaşma ve hile ile yıkılabileceğini şu sözlerle anlatır:


Kaynakça

Ergin, Muharrem. "Orhun Abideleri", Boğaziçi Yayınları.
Tekin, Talat. "Orhon Yazıtları", TDK Yayınları.
Taşağıl, Ahmet. "Kök Tengri'nin Çocukları", Bilge Kültür Sanat.